Thursday, January 8, 2015

Rosa Luxemburg's demo 11 january Berlin - TKPML-YDK and ADGH texts

TKP/ML-YDK: ROSA VE KARL DEVRİM VE SOSYALİZM KAVGAMIZDA SONSUZA DEK YAŞAYACAKTIR!


LLL2009-150x150BERLiN-09-01-2015- Alman proletaryasının seçkin  komünist önderlerinden Rosa Luxemburg ve Karl Liebknecht, katledilişlerinin 95. yıldönümünde anılacak.LLL (Lenin-Liebknecht-Luxemburg) adıyla düzenlenen yürüyüşte her yıl olduğu gibi bu yıl da  V. I. Lenin,  Rosa Luxemburg ve Karl Liebknecht anılacak! Binlerce kişinin katılması beklenen yürüyüş,11 Ocak Pazar- saat 10.00’da, Berlin -Frankfurter Tor‘da başlayacak.
Konuya ilişkin TKP/ML-Yurtdışı Komitesi`nin “ROSA VE KARL DEVRİM VE SOSYALİZM KAVGAMIZDA SONSUZA DEK YAŞAYACAKTIR! ”   açıklamasını sizlerle  paylaşıyoruz.

__________________________________________________________________________________________________________
ROSA VE KARL DEVRİM VE SOSYALİZM KAVGAMIZDA SONSUZA DEK YAŞAYACAKTIR!
Uluslararası Komünist Hareket ve Spartaküs Birliği’nin iki keskin kılıcı Rosa Luxemburg ve Karl Liebknecht, 15 Ocak 1919’da Alman tekelci burjuvazisinin resmi uşakları tarafından katledilmişlerdi. Deminde ki devrimci durumun ayağa kaldırdığı Alman işçi sınıfının ayaklanmasında dümene geçip yiğitlik ve kararlılıkla tarihe devrimle müdahale ettiler; yenilgiye uğrayan ayaklanmayla birlikte, bundan tam 96 yıl önce vahşice öldürüldüler.
Lenin’in sözleriyle; koşulların zorlayıcı baskısıyla proletaryanın öncüsü iktidarı derhal ele geçirmeye başladığında Alman ve uluslararası burjuvazi azgın bir nefretle Alman devrimci proletaryasının üzerine çullandı; başta Rosa ve Karl olmak üzere onları işkence ederek kitleler halinde katletti. Devrim yenilmişti! Çünkü başka şeylerin yanında, içinde yer aldıkları reformist partiden geç kopmuşlardı, partileri henüz genç ve yeterince bolşevikleşmemişti; proletaryanın çoğunluğuna önderlik edecek durumda değildi. Ama ne ki, devrim kapıyı çaldığında hiç tereddütsüz hareketin başına geçerek sonraki kuşaklar için deniz feneri olmayı bilmişlerdi. Aklını ve yüreğini devrime adayan bu iki dağ kartalının bu yıl ki ölüm yıldönümü, toplumsal hoşnutsuzluk fırtınalarının dünyanın her yerinde sıklaştığı bir döneme denk geldi.
Toplumsal canlanmanın dayanak noktası haline gelen sistemin krizi dünyanın ve Avrupa’nın ateşini yükseltiyor. Yerkürenin her yerinde proletarya ve emekçiler ve hatta en yalıtılmış sınıflar bile ekonomik ve sosyal yıkımın felaketli sonuçlarınakarşı ayağa kalkıyor. Sefalete itilen kitleler heryerde mayalanma halinde ve her şey giderek karşıtına dönüşmeye başlıyor.
Arap Baharı ile girilen yeni dönemeç, yeni bir krizler, savaşlar ve devrimler dönemini, yeni bir devrimci dönemi işaret ediyor. Yeni topluma gebe eski toplumun doğum sancıları en çok da emperyalizmin cephe gerisinde, yarı-sömürgelerde sıklaşıyor. “Lanetliler” daha şimdiden kapıya dayanmışlardır. Sistemin çöküşünü yapay yoldan geciktirebilirler ama daha uzun süre onu ayakta tutamazlar. Kapitalist sistem kendi gelişmesinin taşıdığı kaçınılmaz çelişmelerin baskısı altında yok olmaktan kurtulamayacaktır. Üst üste yaşanan krizler ve özellikle 2008 yılında tepe noktasına varan ve henüz içinden çıkılamayan ekonomik ve mali kriz bunun sayısız kanıtlarını sunmada yeterince cömert davrandı.
Sistem tüm çözüm reçetlerini tüketmeye doğru son hızla yol alıyor; onun yapışığı kriz, onu bu sona daha da yaklaştırıyor. Ne kendi zayıflığını devrime bulaştıranlar, ne kapitalizmin vahşi ormanında kaybolanlar ve ne de akıma karşı yüzme cesaretinden yoksun olanlar bunu göremezler. Aslolan; katledilişlerinin 96. Yıldönümünde Rosaların cüret ve kararlılığıyla kuşanıp onların işaret ettiği yolda, Marks, Engels, Lenin, Stalin ve Mao’nun aydınlık güzergahında, devrime bağlılığı koşulsuz bir cesaret ve coşkulu bir kararlılıkla birleştirerek sınıf mücadelesinin ateşini harlamaktır. Her şey bizim geleceği kazanma irade ve çabamıza bağlı. Arkamıza aldığımız yüzyılın devrimler tarihi tanıtlamıştır ki; “zafer hiçbir zaman kendi kendine gelmez; her zaman sökülüp alınır”. Geçici yenilgiler ve yol kazaları bizi ürkütmesin, tarih her şeye karşın devrim ve sosyalizme doğru yol alıyor. Tarih diyalektik olarak işler; diyalektik çoğu kez tarihi uzun süre beklemek zorunda kalsa da; o, tüm kesinliği ve keskinliğiyle; “vardım, varım, var olacağım” demeyi sürdürecektir.
UNUTMADIK;UNUTTURMAYACAĞIZ!
ROSA LUXEMBURG VE KARL LIEBKNECHT ÖLÜMSÜZDÜR!

TÜRKİYE KOMÜNİST PARTİSİ / MARKSİST LENİNİST
YURT DIŞI KOMİTESİ


ADGH: Sosyalist bir dünyanın mümkün olduğunu haykırmak için; 11 Ocak’ta, alanlardayız!

Adgh_2015_Berlin Afişadgh-logoİnsanın örgütlü özgürleşme mücadelesinin önemli sembollerinden, Rosa Luxemburg, Karl Liebknecht ve V. I. Lenin şahsında, kavgalarının sürdürücüsü olarak, Sosyalist bir dünyanın mümkün olduğunu haykırmak için; 11 Ocak’ta, alanlardayız!
Sermaye ve onun çıkarlarına hizmet eden bir ideolojiyle yönetilen emperyalist-kapitalist  sistem, proleterya, emekçi sınıfı ve ezilen bütün kesimler üzerinde uyguladığı sömürü, savaş, katliam ve her türlü baskı politikalarıyla varlığını sürdürmeye devam etmektedir. Sistemin insan ve doğa üzerinde yarattığı sömürü, yıkım ve tahribatların dünden bugüne birçok alanda daha sistemli yöntem ve araçlarla artarak yükseldiği günümüzde, emeğin özgürleşmesinden cinslerarası eşitsizlik sorununa, doğa sorunundan kimlik  ve gençlik sorununa çok çeşitli çelişkiler ve bu çelişkilerin çözümlenme sorunuyla karşı karşıya olduğumuz bir gerçeklikteyiz.
Mevcut sistemin, toplumsal kesimler içerisinde özel önem verdiği gençlik kesimine yönelik eğitim, medya ve sosyal yaşam gibi birçok kanal üzerinden bütün örgütsel araçlarıyla geliştirdiği politikaların sebebi, yaşamdaki birçok soruna karşı duyarlılığıyla sorgulayan ve üreten gençlik dinamizminin kendisine karşı yönelmesinin önüne geçmek ve bu dinamizmi kendi hizmetine yönlendirmek  istemesinden başka bir şey değildir. Ancak bütün bunlara rağmen, kanla beslenen sistemin dünya üzerinde gerçekleştirdiği her katliam ve zulüm, ona karşı direnmeyi ve mücadeleyi de beraberinde getirirken, bu  direniş ve mücadelelerin en ön saflarında yine  yoksul, öğrenci, işçi-işsiz, ezilen inanç ve uluslardan gençlik kesimleri bulunmaktadır; Yunanistan, İtalya, Brezilya, Şili, Meksika, Gezi Direnişi  ve elbette emperyalist savaş ve katliamların yoğun olduğu Ortadoğu, Rojava, Kobanê’de..
İnsan ve doğa üzerinde yaratılan bütün bu çelişkilerin çözüm yolunun nasıl alternatif bir toplum projesiyle mümkün olduğu ve bu projenin gerçekleştirilmesinin nasıl olacağı, tüm toplumsal kesimlerin olduğu gibi, bu kesimler içerisinde dinamik bir yer tutan gençliğin de düşünce ve pratiğiyle cevap aradığı sorulardandır. Bugünün gerçekliğinde yaşama dair her konuda hakim olan emperyalist- kapitalist sistemin politikalarına karşı geliştirilen itiraz ve direnişler farklı içerik ve biçimlerde devam ederken, içeriği ve sonuçları ne olursa olsun gençliğin dinamizmiyle yükseltilen her karşı koyuş oldukça anlamlıdır. Önemli olan, bu karşı koyuşları dünün ve bugünün mücadele deneyimlerinden öğrenerek yarattığımız her araç ve alanda bilinçli bir örgütsel güce dönüştürerek ilerletmektir.
İnsanlığın kurtuluş projesi olan Sosyalist toplum projemizin düşünce ve pratik savunucuları olarak 15 Ocak 1919’da katledilen Rosa Luxemburg, Karl Liebknecht ve sovyet sosyalist devriminin teorik ve pratik önderi V. I. Lenin’in mücadelelerinin yürütücüleri olarak bu mücadelelerden çıkaracağımız derslerle, Sosyalist bir dünyanın mümkün ve zorunlu olduğunu gençliğin dinamik gücüyle haykırmak için tüm gençleri 11 Ocak 2015 Pazar günü Berlin’de büyük sosyalizm yürüyüşünde olmaya çağırıyoruz!
Emperyalist-kapitalist sömürü sisteminin kirli savaşları, katliamları ve her türlü sömürüsü altındaki insan ve doğanın özgürleşmesi örgütlü sosyalist mücadele ile mümkün !
8 Ocak’15
Luxemburg-Liebknecht-Lenin (LLL)Demonstration,
Sonntag, 11.Januar 2015 | 10Uhr | U-Bhf Frankfurter To


No comments:

Post a Comment