HKP (Maoist): Kagaar’a Karşı Dünya Protesto Günü Gerçekleştirin

HİNDİSTAN KOMÜNİST PARTİSİ (MAOİST)

Merkez Komite

Basın Bülteni

15 Haziran 2024

Kagaar’a Karşı Dünya Protesto Günü Gerçekleştirin

Dünyanın Ezilen Halklarıyla Birlikte İleriye Doğru Yürüyün

Sevgili halklar;

1 Temmuz Dünya “Kagaar Operasyonu”nu Protesto Günü’nde, Hindistan’daki Halk Savaşını Desteklemek için Uluslararası Komite (ICSPWI) tarafından bir çağrı yapıldı. Öncelikle HKP (Maoist) Merkez Komitesi ICSPWI’ye şükranlarını sunar.

Hindistan egemen sınıfları, Hindistan’da elli yılı aşkın süredir devam eden halk savaşını kökünden yok etmek için Ocak 2024’ten itibaren “Kagaar Operasyonu” adı altında yeni bir karşı ayaklanma askeri kampanyası başlatmıştır. Bu askeri kampanyada, 6 aylık bebekten 60 yaş üstü Hint vatandaşına kadar 125’ten fazla devrimci kitle, çeşitli kademelerden kadrolar ve HKGO gerillaları katledildi. Partimiz, şehitleri anarak, enternasyonal proletarya ruhuyla ezilen Hindistan halkına yönelik soykırımı durdurmak için sesini yükselten enternasyonal halklara kızıl selamını iletmektedir.

Partimiz, yurttaşları Kagaar Operasyonu’na karşı çıkmaya ve Hindistan egemen sınıflarının faşist politikalarını yenilgiye uğratmaya ve Hindistan’daki halk savaşını destekleme ve halka yönelik acımasız askeri saldırıları durdurmak için Kagaar’a karşı dünya protesto günü gerçekleştirme çağrısı yapan uluslararası halkla omuz omuza yürümeye çağırmaktadır.

Geçtiğimiz altı aydan bu yana, Kagaar Operasyonu’nun Hindistan halkına, özellikle de Orta Hindistan’da Dandakaranya bölgesinin yerli halkına yönelik askeri saldırıları ve soykırımları şiddetle kınandı ve demokrasi yanlıları, ilerici, halk yanlısı, devrimci örgütler ve güçler tarafından Dandakaranya’da barışın tesisi için sesler yükseltildi ve çeşitli biçimlerde ileriye doğru yürüyorlar. Amerika, Avrupa, Güney Amerika, Afrika ve Asya’dan birçok ülke, Hindistan devletinden Kagaar Operasyonu’nun derhal durdurmasını talep ediyor. Geçtiğimiz günlerde İtalya’daki G-7 toplantıları sırasında Kagaar Operasyonu’na karşı bir protesto mitingi düzenlendi. Onların ezilen halklarla kardeşliği uluslararası proletarya ruhunu göstermektedir.

Ülkemizde de çeşitli devrimci örgütler, güçler, demokratlar, gazeteciler, yazarlar, sanatçılar, Adivasi yanlıları, sosyal aktivistler ve hukukçular Kagaar Operasyonu’nu çeşitli şekillerde kınamaktadır. Polis güçlerinin yasadışı faaliyetlerini kınarken, yargının kapısını çalıyorlar. Grev çağrısında bulunuyorlar. Soykırımı ve akan kanı durdurmak için Hint halkını eylemlerini yoğunlaştırmaya çağırıyorlar. Chhattisgarh hükümetinin hain barış görüşmeleri planını kınıyor ve Maoist parti ile dürüstçe barış görüşmeleri yapılmasını talep ediyorlar. İlk olarak, halk üzerinde devam eden soykırımların durdurulmasını ve ekstra güvenlik kamplarının ormandan çekilmesini talep ediyorlar. Partimiz tüm bu insanlara kızıl selamlarını iletmektedir.

1 Ocak’ta Chhattisgarh eyaletinde, Bijapur bölgesinin Mudhvendi köyünde polis altı aylık bir kız çocuğunu öldürdü. Ondan sonra her 8-10 günde bir soykırım yapıyorlar. Devam eden soykırımlarda; Chipurbati, Korcholi, Aapatola, Kakur-Tekametta, Pidiya, Rekavaya ve Gobel’de kadın, erkek ve yaşlı ayrımı yapılmaksızın genel olarak yerli gençler, köylüler ve devrimciler öldürülüyor. Bunun yanı sıra, diğer bazı olaylarda da Adivasi gençleri öldürülmekte ve polis Maoistlerin öldürüldüğünü söyleyerek yalan hikayeler yaymaktadır. Her çatışmadan sonra İçişleri Bakanı Amit Shah, suçlu polis personelini takdir ederek çatışmayı meşrulaştırıyor ve Hindistan’ı Maoistlerden arındırmak için bir süre ilan ediyor. Amit Shah’ın tüm yalan açıklamaları Hint halkı tarafından şiddetle eleştiriliyor ve cesetleri alırken dünyaya olayların gerçeğini söylüyorlar ve polis karakolundaki suçlulara karşı dava açıyorlar. Onlara destek veren birçok gazeteci, you-tuber ve sosyal aktivist gerçeği söylemek için saha raporları hazırlıyor.

Yerli halk, gelenekleri gereği, ormana her gittiklerinde kendilerini vahşi hayvanlardan korumak için geleneksel silahlarını taşırlar. Ancak Kagaar Operasyonu’nun başlamasından sonra, yerli halkın ormana gitmesi yasadışı bir şekilde yasaklandı. Polis, köy halkını öldürdükten sonra ölen kişilerin isimlerini açıklamıyor, yüzlerini göstermiyor, cesetleri plastik örtülere sarıyor ve “kimliği belirsiz Maoistler öldürüldü” açıklamasını yapıyor. Cesetlerin başucunda silahlar, bombalar ve devrimci kitaplar ve kağıtlar süslenip sergileniyor. Hatta bazı cesetlerin üzerine gerilla üniformaları örtülüyor. İnsanlar polisin bu yasadışı faaliyetlerini anında ifşa ediyor. İnsanlar polis ateşinden canlarını kurtarmak için ormana kaçıyor, ancak bölgeyi zaten kuşatmış olan güvenlik güçleri, köylülerin onları öldürmeme taleplerine rağmen onları öldürüyor. Halk üzerindeki bu vahşet yoluyla, halkı adalet hareketinden ayırmak ve Maoist partiyi ortadan kaldırmak için terörize etmek istiyorlar; bu askeri kampanyanın amacı budur. Hindistan devletinin, doğal kaynakları emperyalist güçlere ve büyük yerli şirketlere teslim etmek için bu soykırım savaşını yürüttüğü de açıktır. Hindistan’ın doğu ve orta orman bölgelerinde ormanları, varlıkları ve onurları için mücadele eden yerli halkın 20 yılı aşkın süredir kan dökerek devam eden hareketlerini ortadan kaldırmak için Hint egemen sınıfları Kagaar Operasyonu başlatmış ve bunun Maoist partinin sonu için olduğunu ifade etmektedirler.

Sevgili ülke ve dünya halkları,

Geçtiğimiz günlerde yapılan 18. Lok Sabha seçimlerinde Hindistan halkı şirket yanlısı Hindutva BJP’yi yenilgiye uğrattı. Geçtiğimiz 10 yıl boyunca şirket yanlısı BJP’nin halk karşıtı politikaları halk için çok büyük sorunlara yol açmış ve bu kez 400’den fazla sandalye kazanarak defalarca bağıran Modi-Şah’a bir ders vermişlerdir. Halk, BJP’nin sahte kalkınma modelini ve Sab Ka Saath, Sab Ka Vishwas (Herkesin Yardımı ve Herkesin Güveniyle) sloganını ifşa etmiş ve bu seçimde halkın gücünü göstermiştir. Emperyalist güçlerin ve yerli şirketlerin Modi’nin mutlak çoğunlukla seçimi kazanması ve böylece ülkenin muazzam doğal kaynaklarını daha hızlı bir şekilde yağmalayabilmeleri yönündeki umutlarını yerle bir ettiler. Onların yardımıyla Hindutva güçleri Hindistan’ı 2047’ye kadar gelişmiş bir ülke haline getirmek için 2022’de “Hindu Ulusu Surajkund Politikasını öne çıkardı. Hindistan halkı tüm bu politikaları reddetti ve tek başına hükümet kurma hayallerine su döktü. Narendra Modi, 10 yıl boyunca halkın gazabına uğrayarak, fırsatçı bir şekilde, bölgesel partilerle birleşerek üçüncü kez Başbakan oldu.

Ülke halkı bu seçimde hükümetin şirketleşme ve militarizasyon politikalarına karşı tavrını açıkça ortaya koymuştur. Hindutva politikalarına karşı kararlarını verdiler. Ancak halkın kararına ve küresel protestolara rağmen faşist politikalarından uzaklaşmayı düşünmeyecekler. Çünkü emperyalizm derin bir krize saplanmış durumda. Emperyalizm krizden çıkmak için dünya halklarını savaş bataklığına atıyor. Kaynaklara olan susuzlukları giderilmeyecek. Onlar için birkaç Modi’ye ihtiyaç var. Hindistan’ın büyük pazarına da aynı şekilde ihtiyaç var. Yollarına çıkan herkesi askeri güçleriyle bertaraf edecekler. Ama tarih her seferinde bunun mümkün olmadığını söylüyor.

Günümüzün halk hareketinde bir yanda tüm şirket güçleri ve onların ezgileriyle dans eden hükümet ajanları, diğer yanda ise hareketin yanında duran geniş kitleler, işçiler, öğrenciler, aydınlar ve çalışanlar var. Uluslararası ezilen kitleler bu güçlere kalplerinin derinliklerinden gelen kardeşlik duygularını iletiyor. Onlara, halkın kanına bulanmış sermayeyi ülkemize yatıran şirketlere karşı çıkmaları ve onları sermayeyi geri almaya zorlamaları çağrısında bulunuyoruz. Dünyanın ezilen sınıfları arasında güçlü bir kardeşlik kurarak, dünyanın ezilen sınıflarının anti-emperyalist hareketlerini ve sınıf mücadelelerini hızlandırmamız gerekiyor. Kitlelere ne kadar baskı ve askeri saldırı uygularlarsa uygulasınlar, hiçbir faşist affedilmeyecektir. Bir Hitler gibi ölecekler ve burada da halk zafere ulaşacak ve tarih bu gerçeği kanıtlayacaktır.

Abhay

Merkez Komite

Sözcüsü