MKP:17’ler Zafer Yürüyüşümüzün Teminatıdır!
kaypakkaya haber
Maoist
Komünist Parti (MKP) 2005 yılında Mercan vadisinde TSK tarafından
düzenlenen baskınla yaşamını yitiren MKP MK üyeleri, üye ve savaşçıları
için açıklama gerçekleştirdi
Gökyüzü dingin ve hareketsizdi helikopter uçuşlarından önce. Güneş sıcağa doğacak, ısıtacaktı doğayı. Dost olacaktı soğuktan sakınana… Kopacak “kıyamatten” ve soğuk demirin yakıcı, yabanıl sıcağından habersiz… Munzurların zirveleri güneşi gören ilk gözlerdi. Bakan gözler vardı zirveleri tarayarak Güneşi arayan… Ufuk kendiliğinden kızıl açardı Munzurlarda. Tatlı bir serinlikle sökerdi oralarda şafak… Ve kopacak “kıyametten” habersiz ilk ışınlarını yolladı Munzur zirvelerine. Zirvelerden eteklere doğru inerken telaşlıydı o gün Güneş… Gecikmeden anlaşıldı telaşı… Vadilerden demir kuşlar yükseldi yukarılara… Namlular çoktan doğrulmuş çatılı yürekler üstüne… Tanıklığına yenisini ekledi Munzurlar. Vuruşma anıydı, en amansız, en cesur ve en korkaklarla… 17 Haziran sıcağında çöktü boran, tufana boğuldu dağlar… Buluttan gelen su damlacıkları değil, kurşundu, mermiydi, toptu yağan… Tam 17 can, 17 yoldaştı ölüm kusan makinalara göğüs geren… 17 Kızıl karanfildi, devrim toprağında dikilen, Sosyalist Halk Savaşına filiz veren… Böyle başladı 17‘lerle yazılan ve ilerleyen tarihi serüven… Patikalar devrime çıkardı oralarda ve Onlarda… Nişangahlarda devrim yazılıydı… Hedeflenen herşeye devrim asılıydı… Dağlar devrim fabrikası… Ol sebeptendir Munzurlardaki cengimiz ve bir sabah vakti 17 kere vurulup düşüşümüz…
Değerli Halklarımız, Yoldaşlar!
Partimizin önderler gurubunun ezici çoğunluğu, kongre delegelerimizin büyük bir bölümü ve önemli bir Parti Üye bileşenimizden oluşan 17 yoldaşımız, 2005 yılı 17 Haziran günü düşmanın stratejik saldırısı sonucu Munzur dağlarında katledildi! 17’ler katliamı olarak devrim tarihi ve Parti belleğimize kazınan katliamın 15. yıl dönümündeyiz. Ölümsüzlüklerinin 15. yıl dönümü vesilesiyle, 17’leri sonsuz saygıyla anıyor, anıları önünde eğiliyoruz.
17’ler katliamında fiziken yitirdiğimiz, Parti Genel Sekreterimiz Cafer Cangöz, Genel Sekreter yardımcısı Aydın Hambayat, Parti Merkez Komite üyeleri Okan Ünsal, A. Rıza Sabur, Parti üyeleri ve Kongre delegelerimiz Alaattin Ataş, Ersin Kantar, Kenan Çakıcı, Berna Saygılı Ünsal, Taylan Yıldız, Cemal Çakmak, Dursun Turgut, Binali Güler, İbrahim Akdeniz, Ökkeş Karaoğlu, Gülnaz Yıldız, Parti militanı HKO üyeleri Çağdaş Can ve Ahmet Pektaş yoldaşlarımız ölümsüzdür!
Düşmanın stratejik savaş konseptiyle gerçekleştirdiği 17’ler katliamı, nicel ve nitel muhtevasıyla Partimiz açısından, dönemsel olarak “kaderini” belirleyen ve örgütsel yenilgi değerinde ağır bir örgütsel darbe almasına yol açan tarihi bir kesit oldu. Partimize ve Parti önderliğimize dönük kesin imha hedefiyle yürütülen, örgütsel-fiziki ağır darbeyle sonuçlanan17’ler katliamı, Partimiz için son derece ağır bir süreci koşullayarak, Partimizin örgütsel geri çekilme sürecine girmesine yol açmıştır. 17’lerde ifade bulan Parti önderliğimiz, Maoist Komünist çizgisiyle, sergilediği ısrarlı savaş pratiği duruşuyla Partimizin gelişiminde sıçrama yaratan bir önderlik anlamı taşımaktadır. Marjinalleşmenin eşiğine gelerek taşıdığı büyük zayıflıklarla adeta dağınıklıklar içinde bocalayan durumdaki Partimizin, ilk kongresi olarak da anlam yüklü olan bir Parti kongresiyle toparlanıp ileri nitelikte ayakları üstüne dikilmesi, aynı kongre ile Partinin ideolojik kırılma ve yabancılaşmalardan kurtarılarak Komünist ideoloji perspektifiyle geliştirilip Halk Savaşı zemininde ileri örgütsel pratiklere kavuşturulması, bir dizi çizgi ve anlayış probleminin Tarihi Muhasebe’yle aşılma yoluna koyulması vb vs gelişim süreçleri bu önderliğin belirgin özelliklerindendir. Ki, bu önderliğin fiziksel olarak yitirilmiş olmasının Partimiz açısından taşıdığı anlam ve ağırlığı da bu özelliklerinde karşılık bulmaktadır.
Partimiz için bir dönünüm noktası olan bu önderlik süreci, kuşkusuz ki, aynı özellikleri nedeniyle düşmanının da dikkatlerini üstüne çekmişti-çekecekti. İronik değimle, Partimizin ve bizzat önderliğimizin kendisinin de yeterince fark edip bilince çıkaramadığı yüklendiği tarihsel rol ve önem, düşman tarafından çok daha iyi fark edilip dikkate alınmıştır. Bu anlamda, 17’ler katliamı asla bir rastlantı değildi. Bilakis, düşmanı bu stratejik imha saldırısına iten kendi cephesinden son derece haklı nedenleri vardı. Bu nedenler, 17’lerle anılan dönem önderliğimizin Partide olduğu gibi, devrimci savaş ısrarı ile tüm örgütlenme ve mücadele pratiğinde oynadığı toparlayıcı, ilerletici, geliştirici rol ve Komünist çizgiyle yarattığı atılımda ifade bulurlar. Düşmanın tam bir savaş konseptiyle stratejik imha saldırısında bulunmasının ve adeta kurtulma şansı tanımayacak tarzda 17’leri kuşatarak fiziksel tasfiyelerini gerçekleştirmesinin tek nedeni dönem önderliğimizin bu yeteneği ve niteliğidir ki, düşman bu önderlik yönelimden korktuğu için Onu imha etmeye kesin karar vermiştir.
Düşman fiziki tasfiye saldırısı ve planında başarılı oldu. Fakat düşmanın anlamadığı ve asla anlayamayacağı şu ki, Onlar katledilse de Onların Komünist çizgiyle yükselttikleri devrimci savaş ve devrim mücadelesini asla yenip ortadan kaldıramayacağı gerçeğidir. Onların Komünist çizgisi, mücadele ve devrim ısrarı siyasi bir yönelim ve perspektif olarak devam etmekte, edecektir de. Onların bıraktığı ideolojik-siyasi miras ve Komünist değerler sahiplenilerek sürdürülmekte, devrim yürüyüşüne kılavuz edilmektedir… Onları katlederek sadece kısa bir dönem mücadelede gerilemelere, örgütsel faaliyetlerde zayıflamalara yol açabilmiştir. Ama Onları katlederek, binleri-yüzbinleri devrime bağlayarak sınıf öfkemizi de bilemiş, devrim ısrarımızın perçinlenmesine de vesile olmuştur…
Devrimin bedelsiz yürütülemeyeceği ve devrimin bedellerimizin birikimi üstünde gelişeceği bilincine sahip olan Komünistler, devrim, sosyalizm ve Komünizm mücadelesinde bedel ödemekten sakınmayacakları gibi, gerçekleştirilen katliam ve kıyımlarla mücadeleden koparılamazlar. Aksine ödenen bedeller Onları daha kararlı mücadelelere sevkeder. 17’lerin hunharca katledilmesi de Komünizm yürüyüşümüzde ödediğimiz bir bedel, ağır da olsa bu yürüyüşün bir bedeli olarak düşmana karşı mücadelede daha da bilenmemize vesile olmuştur.
17’lerin yitimi Partimiz için büyük bir örgütsel kayıp, tecrübe yitimi ve ideolojik-siyasi birikim baltalanması olsa da, stratejik konumlanış ve devrim ısrarı bakımından büyük bir hazine ve dinamizm kaynağı olmuştur. 17’ler katliamı sonrası Parti kitlesinin Parti etrafında kenetlenmesi ve yaşanan sahiplenme pratiği bunun açık göstergesiyken, Partimizin Onların gösterdiği doğrultuda ısrar ederek ilerlemsi de 17’lerin mücadelemize ışık tutuğunu kanıtlamaktadır.
Partimiz, tüm ölümsüz yoldaşlarımızın yarattığı değer ve mirası sahiplenerek mücadelesinin kılavuzu yaparken, 17’leri de taşıdıkları tüm yüksek değer ve miraslarıyla sahiplenip izlerini sürdürmekte, Onların yönelimini ilerleterek devrimle taçlandırma çabasındadır. 17’ler, Maoist Komünist çizgi ve tüm mücadele pratikleriyle zafer yürüyüşümüzün teminatıdırlar. Partimiz, Onları silahlı devrim mücadeleyle devrimi gerçekleştirmede ve Komünist topluma yürüyüşünde yaşatacaktır.
Onlar devrim, sosyalizm ve Komünist toplum için Halk Savaşında ölümsüzleştiler. Onların mirasını devralarak ilerletme perspektifiyle devrim mücadelesini Sosyalist Halk Savaşıyla sürdüren Partimiz, ölümsüz yoldaşların Komünist anısından aldığı güçle Onların adını zafere yazacaktır.
Parti Genel Sekreterimiz Cafer Cangöz, Parti Genel Sekreter yardımcısı Aydın Hambayat yoldaşlar şahsında 17’leri birkez daha anıyor, Komünist Mücadele yürüyüşlerini selamlıyoruz.
- 17’ler Ölümsüzdür!
- Yaşasın Sosyalist Halk Savaşı!
- Yaşasın Maoist Komünist Parti!
Merkez Komite/Siyasi Büro
17 Haziran 2020
No comments:
Post a Comment