Ankara Barış Mitinginde patlama: 40 dan fazla Ölü var
Halkın,
KESK, DİSK, TMMOB ve TTB’nin barış mitingi için Ankara’da Gar önünde
toplandığı sırada iki bomba patladı. Çok sayıda yaralı ve can kaybı
olduğunu belirtildi.
Sağ kurtulanlar yaralılara müdahale etmeye çalışıyor. Patlama geniş bir alanı etkiledi. Olay yerinde bulunan ETHA muhabiri Fuat Uygur, “Patlama Gar’ın önündeki kavşakta meydana geldi. Canlı bomba olduğu söyleniyor. Çok sayıda yaralı var. Buraya ambulanslar hala gelmedi. Miting için gelen SES üyeleri yaralılara müdahale ediyor. Az önce Hipodrom tarafından silah sesleri geldi. Ancak ne olduğunu bilmiyoruz” dedi.
Uygur, “onlarca can kaybı olduğunu gördüm. Onlarca yaralı var. İnsanlar pankartlarla taşınmaya çalışılıyor. Ambulanslar yeni girmeye başladı. Polis, yaralıların tam ortasına gaz bombası attı. Her yerde kan ve et parçaları var” diye konuştu.
ETHA muhabiri Önder Öner, iki patlamadan birinin HDP, birinin de Partizan-Kaldıraç kortejinin geçişi sırasında meydana geldiğini söyledi, “100’e yakın yaralı ve çok sayıda can kaybı var. Yaşamını yitirenlerin üzerini bayraklarla kapatılmış durumda. Ambulans hala gelmedi. Çevik kuvvet alana girdi. Gaz atmaya başladı. Yaralılar elle taşınıyor, sağlık emekçileri suni nefes yapıyor. Büyük bir panik var” dedi.
Türk polisi ise gaz bombaları ile kitleye saldırdı.
Sağ kurtulanlar yaralılara müdahale etmeye çalışıyor. Patlama geniş bir alanı etkiledi. Olay yerinde bulunan ETHA muhabiri Fuat Uygur, “Patlama Gar’ın önündeki kavşakta meydana geldi. Canlı bomba olduğu söyleniyor. Çok sayıda yaralı var. Buraya ambulanslar hala gelmedi. Miting için gelen SES üyeleri yaralılara müdahale ediyor. Az önce Hipodrom tarafından silah sesleri geldi. Ancak ne olduğunu bilmiyoruz” dedi.
Uygur, “onlarca can kaybı olduğunu gördüm. Onlarca yaralı var. İnsanlar pankartlarla taşınmaya çalışılıyor. Ambulanslar yeni girmeye başladı. Polis, yaralıların tam ortasına gaz bombası attı. Her yerde kan ve et parçaları var” diye konuştu.
ETHA muhabiri Önder Öner, iki patlamadan birinin HDP, birinin de Partizan-Kaldıraç kortejinin geçişi sırasında meydana geldiğini söyledi, “100’e yakın yaralı ve çok sayıda can kaybı var. Yaşamını yitirenlerin üzerini bayraklarla kapatılmış durumda. Ambulans hala gelmedi. Çevik kuvvet alana girdi. Gaz atmaya başladı. Yaralılar elle taşınıyor, sağlık emekçileri suni nefes yapıyor. Büyük bir panik var” dedi.
Türk polisi ise gaz bombaları ile kitleye saldırdı.
Roboski, Suruç, Amed, Ankara… TC Katletmeye, Halk Direnmeye Devam Ediyor/Devam Edecek…
ATİF
|10-10-2015| Faşist TC’nin son katliam halkasına bir yenis daha
eklendi. Ankara’da Barış mitingine yapılan saldırı sonrası 30’dan fazla
insan katledildi. Ankara’nın göbeğinde bir katliama imza atan TC
Devleti, saldırı sonrasında yine alışık olduğumuz gibi eylem alanında
halka saldırmıtır. Verilmek istenen gözdağı çok yönlüdür ve hedef halkın
direnişinin yükselmesini engellemektir.
Kürt ulusunun, Alevilerin ve ezilenin tüm kesimlerin son süreçlerde artan direnişlerine paralel faşist devletin klasik refleksi karşımıza çıkmıştır. Demokrasi güçlerinin biraraya gelerek oluşturdukları HDP projesi 7 Haziran’da yakaladığı başarı oranı ile başta AKP olmak üzere faşist TC erkanını endişeye sürmüştü. Faşist zihniyetin baştemsilcisi Erdoğan kanalıyla seçimin tekrarlatılması ile birlikte daha fazla hezimete uğrayacağını anlayan iktidar kanadı, 7 Haziran sonrası savaşı başlatmış, Suruç’la birlikte katliamların boyutunu büyütmüştür. Özellikle devrimci cephenin Kürt Ulusu ile ilişkilenmesini kesmek ve Kobanê zaferinin yarattığı olumlu havayı tersine çevirmek için faşizmin karşı hamlesi olarak Suruç (Pirsus) katliamı gerçekleşti ve 35 sosyalist genç katledildi.
7 Haziran seçim sonrası Kürdistan’da savaşı derinleştiren ve devrim-demokrasi güçlerine yönelik saldırılarını arttıran faşist TC Devleti, Roboski, Amed, Suruç ve son olarak faşismin Başkenti Ankara saldırılarının başsorumlusudur ve organize edenidir. Saldırılar artarak sürmektedir. TC Devleti direk veya IŞİD, Osmanlı Ocakları ve Mafya örgütleri gibi oluşumları desteklediği taşeron örgütleri üzerinden savaşı ve saldırıları genişletmektedir. Saldırlara paralel olarak şovenizmi arttırmakta, özellikle Türkiye’nin Batısında demokrasini güçlerini hedeflemekte yurtseverleri ve devrimcileri linç ettirmektedir. Kapsamlı ve şiddetli bir saldırı furyası artarak devrim ve demokrasi güçleri sindirilmek istenmekte, halk korkutulmak istenmektedir.
Emperyalistler Türkiye ve Ortadoğu ezilen halklarını savaş sürecine sokmakistemektedirler. Emperyalistlerin Suriye dalaşı sonrasında halklar, taşeron örgütler üzerinden halkı korkutarak egemenlerin safında yer tutmaya zorlamaktadırlar. Kobanê zaferi hala egemenlerin ve emperyalistlerin kulaklarını sağır etmektedir. Türkiye’de de gelişen demokrasi güçlerinin HDP projesi durdurulmak istenmekte, hak alma mücadelesinin önü kesilmek istenmektedir. Ancak tüm bu adımlar nafiledir. Faşist TC, gerek Soma ve Ermenek Maden katliamları sonrasında, gerekse de HES ve Nükleer Santral adımları sonrasında işçi ve emekçiler nezdinde teşhir olmuştur. T.Kürdistanı’nda Gerilladan ve halkın tokatını yemekten kurtulamamış, ciddi kayıplar vermiştir. Cizre, Silopi, Bismil, Varto, Yüksekova’da Kürt halkı ve devrimci-demokrasi güçleri direnişleri ile faşist TC Devletini hezimete uğratmıştır. T. Kürdistanı’nda yaşanan asker ve polis kayıplarından sonra asker/polis yakınlarının da AKP şahsında devlete tepkilerinin arttığı basına yansımıştı.
Faşizmin Barış diye bir hedefi olamaz. Bu TC’nin kuruluş felsefesine aykırı bir durumdur. Yürütülen mücadele sonrası masaya Barış üzerine görüşme yapmak zorunda kalan TC Devleti, her fırsatta katlimlarına devam etti/edecektir. Ankara ne ilktir nede son olacaktır. Faşizme karşı mücadelede sayısız bedeller ödendi ancak direnişler artarak sürecektir. Tarih göstermiştir ki, hiçbir faşist sistem ilelebet yaşayamaz. Türkiye ezilen halkı direnişlerini sürdürecek, bizlerde Başta Türkiye ve T. Kürdistanı olmak üzere Rojava, Filistin ve tüm Ortadoğu’da bu direnişlerin destekçisi olmaya devam edeceğiz.
Almanya Türkiyeli İşçiler Federasyonu (ATİF) olarak, Ankara’da Barış mitingine yapılan faşist saldırıyı lanetliyoruz. Faili faşist TC olan bu saldırı dolayısıyla diyoruz ki bizleri korkutamayacaklar. Halkın direnişi sürecek, faşist sistem er yada geç hesap verecektir.
Kahrolsun Faşist TC ve taşeronları!
Faşizme Karşı Omuz Omuza!
Biji Berxwedana Gelan!
Yaşasın Enternasyonal Dayanışma!
Kürt ulusunun, Alevilerin ve ezilenin tüm kesimlerin son süreçlerde artan direnişlerine paralel faşist devletin klasik refleksi karşımıza çıkmıştır. Demokrasi güçlerinin biraraya gelerek oluşturdukları HDP projesi 7 Haziran’da yakaladığı başarı oranı ile başta AKP olmak üzere faşist TC erkanını endişeye sürmüştü. Faşist zihniyetin baştemsilcisi Erdoğan kanalıyla seçimin tekrarlatılması ile birlikte daha fazla hezimete uğrayacağını anlayan iktidar kanadı, 7 Haziran sonrası savaşı başlatmış, Suruç’la birlikte katliamların boyutunu büyütmüştür. Özellikle devrimci cephenin Kürt Ulusu ile ilişkilenmesini kesmek ve Kobanê zaferinin yarattığı olumlu havayı tersine çevirmek için faşizmin karşı hamlesi olarak Suruç (Pirsus) katliamı gerçekleşti ve 35 sosyalist genç katledildi.
7 Haziran seçim sonrası Kürdistan’da savaşı derinleştiren ve devrim-demokrasi güçlerine yönelik saldırılarını arttıran faşist TC Devleti, Roboski, Amed, Suruç ve son olarak faşismin Başkenti Ankara saldırılarının başsorumlusudur ve organize edenidir. Saldırılar artarak sürmektedir. TC Devleti direk veya IŞİD, Osmanlı Ocakları ve Mafya örgütleri gibi oluşumları desteklediği taşeron örgütleri üzerinden savaşı ve saldırıları genişletmektedir. Saldırlara paralel olarak şovenizmi arttırmakta, özellikle Türkiye’nin Batısında demokrasini güçlerini hedeflemekte yurtseverleri ve devrimcileri linç ettirmektedir. Kapsamlı ve şiddetli bir saldırı furyası artarak devrim ve demokrasi güçleri sindirilmek istenmekte, halk korkutulmak istenmektedir.
Emperyalistler Türkiye ve Ortadoğu ezilen halklarını savaş sürecine sokmakistemektedirler. Emperyalistlerin Suriye dalaşı sonrasında halklar, taşeron örgütler üzerinden halkı korkutarak egemenlerin safında yer tutmaya zorlamaktadırlar. Kobanê zaferi hala egemenlerin ve emperyalistlerin kulaklarını sağır etmektedir. Türkiye’de de gelişen demokrasi güçlerinin HDP projesi durdurulmak istenmekte, hak alma mücadelesinin önü kesilmek istenmektedir. Ancak tüm bu adımlar nafiledir. Faşist TC, gerek Soma ve Ermenek Maden katliamları sonrasında, gerekse de HES ve Nükleer Santral adımları sonrasında işçi ve emekçiler nezdinde teşhir olmuştur. T.Kürdistanı’nda Gerilladan ve halkın tokatını yemekten kurtulamamış, ciddi kayıplar vermiştir. Cizre, Silopi, Bismil, Varto, Yüksekova’da Kürt halkı ve devrimci-demokrasi güçleri direnişleri ile faşist TC Devletini hezimete uğratmıştır. T. Kürdistanı’nda yaşanan asker ve polis kayıplarından sonra asker/polis yakınlarının da AKP şahsında devlete tepkilerinin arttığı basına yansımıştı.
Faşizmin Barış diye bir hedefi olamaz. Bu TC’nin kuruluş felsefesine aykırı bir durumdur. Yürütülen mücadele sonrası masaya Barış üzerine görüşme yapmak zorunda kalan TC Devleti, her fırsatta katlimlarına devam etti/edecektir. Ankara ne ilktir nede son olacaktır. Faşizme karşı mücadelede sayısız bedeller ödendi ancak direnişler artarak sürecektir. Tarih göstermiştir ki, hiçbir faşist sistem ilelebet yaşayamaz. Türkiye ezilen halkı direnişlerini sürdürecek, bizlerde Başta Türkiye ve T. Kürdistanı olmak üzere Rojava, Filistin ve tüm Ortadoğu’da bu direnişlerin destekçisi olmaya devam edeceğiz.
Almanya Türkiyeli İşçiler Federasyonu (ATİF) olarak, Ankara’da Barış mitingine yapılan faşist saldırıyı lanetliyoruz. Faili faşist TC olan bu saldırı dolayısıyla diyoruz ki bizleri korkutamayacaklar. Halkın direnişi sürecek, faşist sistem er yada geç hesap verecektir.
Kahrolsun Faşist TC ve taşeronları!
Faşizme Karşı Omuz Omuza!
Biji Berxwedana Gelan!
Yaşasın Enternasyonal Dayanışma!
Almanya Türkiyeli İşçiler Federasyonu
No comments:
Post a Comment